Ne var bu Eylül ayında, bilmiyorum. Ama ilkokul çağlarından beri beni her zaman hizaya getirmiştir,bana çekidüzen vermiiştir. Birden projeler kafamda canlanmaya başlar ve disiplinli bir insan olurum. Bir Eylül itibariyle yazın bütün miskinliğini atarım üzerimden. Bu hep böyledir, hiç değişmez.
Dün gece de hemen masamın başına oturdum. Yapılacaklar listelerimi güncelledim. Okunacak kitap listelerine göz attım. Hemen almaya başlasam mı yoksa hevesimi kitap fuarına mı saklasam gibi gelgitler yaşadım. Masamı toparladım. Sonra blogu ne kadar ihmal ettiğimi fark ettim. Uyku tutmadı, sabahı sabah ettim.
Eylül ayında hevesle dolarım, bu heves içimi öyle bir doldurur ki, her şeyi başarabilecek gibi hissederim kendimi, hiç olmadığım kadar umutluyumdur.. En çok da bu heyecanlı, hevesli hali yakıştırırım kendime.


Ilk yağmur da düştü ya İstanbul’a artık, daha ne olsun! Gelsin kitaplar, yazılar, sıcak sohbetler… Sanki yaşamak bile Eylül’de daha güzel!

Merak etmeyin, artık tembellik bitti. Yılın son çeyreğine de girdik. Bu yılı hayatımızın en güzel yılı yapmak için hala şansımız var. Duyduk duymadık demeyin Eylül geldi, hoş geldi!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here