Haruki Murakami, artık Türk okurlarının yakından tanıdığı bir yazar. Murakami hakkında gazetelerde ve blog sayfalarında çok fazla yazı yazıldı. Bu nedenle bu yazıda “Murakami kimdir?” sorusunun cevabı olmayacak.
Ben birçok kişiye göre Murakami ile çok geç tanıştım. Türkiye’de ilk kitabı Mayıs 2004’te basılmış olmasına rağmen, benim kendisini keşfim 2009 yılının sonuna rastlamaktadır. 2010 yılı için kendime aldığım yılbaşı hediyemdi İmkânsızın Şarkısı. Kitabın ilk sayfasına yazdığım notta “Yeni bir yazarla tanışmanın en iyi zamanı” demişim. Gerçekten de öyle oldu ve ben bir Murakami bağımlısı oldum.
Murakami’nin kelimelerinin etrafı hep bir müzikle sarılıdır. Bazen siz sadece okurken hissedersiniz, bazen de kendisi söyler hangi şarkıyı kulağınıza fısıldadığını. Ben de kitapları müzik eşliğinde okumayı severim. Bu kitabın müziği de Monica Molina’nın şarkılarıydı. (Belki yazının bu bölümünde dinlemek istersiniz Ay Amor) Bence çok yakıştılar birbirlerine.
Kitabın birçok yerinde notlarım ve altını çizdiğim satırlar var. Kitap, sadece bir kez tamamen okunmasına rağmen, ara sıra karıştırılmaktan yaşından büyük bir kadına benzese de, onu başucumda tutmaktan on aydır vazgeçemedim.
Kitabımı karıştırıp bir yandan da Monica’yı dinleyerek yazıyorum bu yazıyı. 10. Sayfada neden yazıyorsun sorusuna cevap vermiş sanki yazar “Çünkü ben, olayları, sözcüklere dökmedikçe anlayamayan o yeteneksiz insan türündenim”
Murakami sanki şarkı söyler gibi, tam olarak söylemek de denemez, bir şarkıyı mırıldanır gibi yazıyor kitaplarını. Hani evde iş yaparken, bir yandan da dilimize bir şarkı dolanır ya işten aynen öyle, rahat ve tanıdık…
Benim bir Pazar günü, durup dururken Murakami’den bahsetmemin nedeni ise, heyecanım. Kalem Ajans’ın düzenlediği Çırağan Okumaları kapsamında 19 Ekim 2010 Salı saat 19.00’da Çırağan Palas Kempinski Murakami’yi konuk ediyor. Sahilde Kafka kitabı ile çevirmen Hüseyin Can Erkin Türkiye’de Japon Edebiyatının tanıtılması için Çırağan Okumaları’nda olacak. Katılmak isteyenlerin ciraganokumalari@gmail.com ya da 0212 245 44 06’dan yer ayırtmaları gerekiyor.
Sahilde Kafka, İmkansızın Şarkısı…
Bir Murakami bağımlısından diğerine sevgilerle… Sağol beni blogda bulup yerini bildirdiğin için çünkü ben de seni milliyet blogta aramış ve bulamayacağımı sanmıştım. Tıpkı Fulya gibi…
Bu arada keşke İstanbul’da otursaydım ve birlikte Çırağan okumalarına katılıp Murakami’nin sözcüklerinin ardındaki müziği dinleseydik…
Senden haber aldığıma ben de çok sevindim. İstanbul’a gelirsen haberim olsun. Okumalara katılamasak da beraber bir kahve içip Murakami’nin müziğini paylaşabiliriz.
Görüşmek dileğiyle,
Sevgiler
Sibel.
Selam Şekercim,
Bende geçende D&r’da karşılaştım yeni yazar bakarken. Ama emin olamadım hangisinden başlamam gerektiğine. Hatta içimden kesin Sibel biliyordur dedim ,arayacaktım ama ameliyatın aklıma gelince seni zorlamaktan vazgeçtim. Ameliyat yazını okuyunca gördüm bu yazını. Önerini bana söyle tamam mı! Bu arada yeni yazar istersen Nick Hornby’i de dene derim. Çok eğleceli bir adam. Yeni kitaplar aldım yeni çerezler bitince beğendiklerimi sana da söylerim.
Haydin öptüm kocaman.
Berat.
Canım,
İmkansızın Şarkısı ile başlamalısın kesinlikle. Çok beğeneceğine eminim.
Nick Hornby’yi sen bana hediye almıştın. Sayende iki yıldır kendsinden haberim var. Yeni kitabı çıkmış.
Yeni önerilerini bekliyorum.
öptüm 🙂