Erken yaşlarımdayken, sahaflardan alınmış kitapları okuyamazdım. O sararmış sayfalar yaşanmışlık kokar ve bu durum beni rahatsız ederdi. Sanki tanımadığım birinin eşyalarını gizlice karıştırıyormuşum gibi tuhaf bir huzursuzlık kaplardı içimi. Ama zamanla, sahafların o büyülü havası beni de içine çekmeye başladı. Kitaplardan önce fotoğraflardı beni sahaflara yönelten. O siyah beyaz fotoğrafların arkalarında yazılanlar beni hüzünlendiriyordu. Bu fotoğrafları kim, neden satardı? Kimsesi olmayan, yalnızlık içinde ölmüş insanlar gelirdi gözümün önüne. Sanki o fotoğrafları oradan kurtarmak, o kişinin de ruhunu rahatlatacakmış yanılgısının içine bilerek düşerdim.

Fotoğraflardan sonra ilk aldığım kitap Altın Çocuk Kitapları’nın 1976 yılında bastığı, Gülten Suveren’in çevirdiği Alice Harikalar Ülkesinde‘ydi. Neden evde zaten bulunan bu çocuk kitabına elim gitmiş, hiç bilmiyorum. Üzerine tarih ya da not da düşmediğim için ne zaman alındığı hakkında da bir bilgim yok.

IMG_5141

Bu yıl Beyoğlu 7. Sahaf Festivali’ni son gününde yakalamayı başardım. Birçok kitap aldım, bir o kadarında da aklım kaldı. Ama aldığım kitaplar içinde biri var ki, onu ayrı bir yere koyuyorum.Bu kitabı ilk kez bir alıntı sayesinde 1995 yılında duymuştum. Ama yıllar içinde okunacak kitap listelerinin arasında kaybolup gitmiş. Sahaf Festivali’nde gezerken adını okuyunca, heyecanla birden çektim diğer kitapların arasından onu, Miguel de Unamuno Sis.

IMG_5127

Sis kitabı, Bilgi Yayınevi tarafından ilk kez 1948 yılında basılmış. İkinci baskı – şu an benim elimde olan- ise 1970. Hamdullah yani kitabın ilk sahibi, kitabı alınca gazlı bir kalemle ilk sayfaya ismini not etmiş. Sonra kitabı okuyup beğenince abisine göndermeye karar vererek siyah ince uçlu bir dolma kalemle bu notu düşmüş el yazısı ile:

IMG_5129

Hamdullah tarafından ben beş aylıkken kitabın içine bu not düşülmüş. Sevdiği ve abisinin de okumasını istediği bu kitabı, ben otuz beş yıl sonra sahaf rafları arasından bulup çıkardım. Sanki o notu yazarken biliyordu benim bu kitaba ulaşacağımı. Sanki onu ve beni zamanda birleştiren bir çizgizydi bu kitap. Sanki Sis kitabı bizim ortak tarihimizi yaratmaya çalışıyordu.

Kitabı aldığımdan beri, her gün birkaç kez açıp okuyorum o notu. Hamdullah’ı, abisini, kitapları seven bu iki adamı düşünüyorum. Acaba abisi de kitabı beğendi mi? Hamdullah bu kitabı okuduğunda yirmili yaşlarında olsa neredeyse benim ebeveynlerimle aynı yaşta oluyor. Şimdi nerede  ve ne yapıyor kim bilir? Kitabın içinde Hamdullah ya da abisine ait bir not ya da altı çizili satırlar yok maalesef. Fakat 256 ve 257. sayfaların arasında, Mezarbaşı Söylevi bölümünün başladığı yerde, bir saatli maarif takviminden kesilmiş ufak bir parça var. Acaba bu maarif takvimi parçasını abisi mi yoksa Hamdullah mı koydu kitabın arasına? Bu sorunun yanıtını hiç öğrenemeyeceğim…

IMG_5139

Bir kitabı yıllar önce sizden başkalarının da severek okuduğunu bilmek, aynı kitabı okuyup, aynı sayfalara dokunan başka elleri ve o ellerin sahiplerini düşünmek, kendi zamanından geriye doğru bakmak, tuhaf bir zaman algısı yaratıyor…

 

,

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

1 COMMENT

  1. Joseph H. Doodson’dan yapılan saatli maarif alıntısına bayıldım.Adamın asıl adı doğruysa Dodson, Joseph H. ve “Your bird friends and how to win them” isimli nasıl kuş tutulacağını anlatan 1917’de basılmış bir kitabı var.

    Siteniz çok güzelmiş kim yaptı acaba 🙂

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here